Fikri Mülkiyet Hukuku, TRIPs anlaşması ve AB mevzuatı ile mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı nedeniyle ortaya çıkan ekonomik gerekliliklerin de etkisiyle dünyada en harmonize hukuk dallarından birisidir. Marka Hukuku alanında da ülke mevzuatları neredeyse birbiriyle aynı ya da önemsiz bazı farklılıklar dışında büyük ölçüde benzerdir. Bu ise aynı ya da benzer hukuki uyuşmazlıkların, farklı ülkelerde de olsa aynı ya da benzer biçimde sonuçlandırılmasını gerektirmekte, böylece gitgide ülke mevzuatları yanında ülkelerin mahkeme kararları da birbiriyle uyumlu hale gelmektedir. Türkiye'nin de marka hukuku alanında dünyada ve özellikle de AB hukukunda meydana gelen gelişmelerden uzak kalması düşünülemez.
Bu nedenle 556 sayılı KHK uygulanırken iç hukuktaki yasal düzenlemeler, öğreti ve Yargıtay kararları yanında, 2008/95 sayılı Marka Direktifi ile 207/2009 sayılı Topluluk Marka Tüzüğü ve buna bağlı olarak Avrupa Adalet Divanı (ECJ) kararlarının da, yerli ve yabancı öğreti ile birlikte tartışılması gereklidir.
Bu çalışma ile, 2002-2003 yıllarında yurt içinde ve yurt dışında gerçekleşen "Fikri ve Sınai Hakların Etkin Uygulanması" projesi çerçevesindeki Fikri Mülkiyet Hukuku eğitimi ile birlikte Fikri ve Sınai Haklar İhtisas Mahkemesi'nde geçen 10 yıla yakın mesleki uygulama ve birikimin paylaşılması, Türkiye'de teori ile pratiğin bir arada ortaya konulması, mahkeme kararlarının da akademik düzeyde tartışılabilmesinin sağlanması ve bu yolla Türk Marka Hukuku'na bir katkı yapılması amaçlanmaktadır. Bu nedenle marka hukukuna ilişkin teorik açıklamalar yanında, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin büyük kısmı 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait ve emsal olabilecek yüzlerce kararına ve karar adına göre arama cetveline de yer verilmiş, benzer uyuşmazlıklara ilişkin ECJ kararları da yeri geldikçe ele alınmış ve karşılaştırmalı bir bakış açısı amaçlanmıştır.